Memenin yapısındaki hücrelerin düzensiz bir şekilde bölünüp çoğalması, meme kanserinin gelişmesine yol açar. Kadınların meme dokusu, erkeklerininkinden daha fazla olduğu için bu hastalık genellikle kadınlarda daha sık görülmektedir. Erkeklerde meme kanseri ise oldukça nadirdir; tüm meme kanseri vakalarının yüzde 1'inden daha azı erkeklerde meydana gelir.
Buna rağmen, erkeklerdeki meme kanseri ciddi bir sağlık sorunudur.
Bu nedenle, risk altındaki bireylerin hastalığın belirtilerini tanıması son derece önemlidir. Tıpkı diğer kanser türlerinde olduğu gibi, erkeklerdeki meme kanserinde de erken teşhis ve tedavi, iyileşme şansını artırmaktadır.
Meme kanseri erkeklerde çoğunlukla 50 yaş ve üzerindeki bireylerde görülmektedir. 35 yaş altındaki erkeklerde ise bu hastalığın gelişme olasılığı oldukça düşüktür.Adana’da hizmet veren genel cerrahi doktoru Op. Dr. Metin Altınkaya erkeklerde meme kanserini ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Meme dokusunda ortaya çıkan kanser, erkeklerde nadir görülen bir durumdur ve bu tür, genellikle kadınlarda daha sık rastlanan meme kanserine göre daha az yaygındır.
Erkekler de bu hastalığa yakalanabilir; kadınların daha fazla etkilendiği düşünülse de, risk her iki cins için de mevcuttur.
Meme kanseri, her yaştaki erkeklerde ortaya çıkabilir; ancak özellikle yaşlı bireylerde daha sık rastlanmaktadır.
Kanserin erken aşamalarda teşhis edilmesi, iyileşme şansını artırarak daha olumlu sonuçlar doğurabilir. Tedavi planı, genellikle kanserli hücrelerin cerrahi yöntemle alınmasını içermektedir. Bunun yanı sıra, hastanın durumuna bağlı olarak kemoterapi ve radyoterapi gibi ek tedavi seçenekleri de sunulabilir.
Erkeklerde meme kanserinin belirtileri şunları içerebilir:
Kesin nedenleri henüz belirlenmemiş olsa da, erkeklerde meme kanserinin oluşumuyla ilgili bazı bilgiler mevcuttur.
Bu hastalığın, bazı meme hücrelerinin sağlıklı hücrelere göre daha hızlı bölünmesi sonucu ortaya çıktığı bilinmektedir. Biriken bu hücreler, tümörler oluşturabilir ve çevredeki dokulara, lenf düğümlerine ya da vücudun diğer alanlarına yayılma potansiyeline sahiptir.
İnsanlar, doğduklarında az miktarda meme dokusuyla dünyaya gelirler. Süt üreten lobüller, meme ucuna süt taşıyan kanallar ve yağ dokusu, bu yapının temel bileşenlerini oluşturur.
Kadınlar ergenlik döneminde meme dokusunu artırmaya başlarken, erkeklerde bu durum söz konusu değildir. Yine de erkekler, doğuştan sahip oldukları sınırlı meme dokusu nedeniyle meme kanseri riski taşımaktadır.
Erkeklerde tespit edilen meme kanseri türleri şunlardır:
Duktal karsinom: Süt kanallarında başlayan bu tür, erkeklerdeki meme kanseri vakalarının neredeyse tamamını oluşturmaktadır.
Lobüler karsinom: Süt üreten bezlerden kaynaklanan bu kanser türü, erkeklerde lobül sayısının az olması nedeniyle daha nadir görülmektedir.
Diğer kanser türleri: Paget hastalığı ve inflamatuar meme kanseri, erkeklerde rastlanan diğer nadir meme kanseri türlerindendir.
Aile geçmişinde meme kanseri riski artıran anormal genlerin bulunması, bazı erkekler için geçerli olabilir. Özellikle BRCA2 adı verilen gen üzerindeki mutasyon, bireylerin meme ve prostat kanserine karşı yüksek risk taşımasına neden olabilir.
Eğer ailenizde belirgin bir kanser öyküsü varsa, bu durumu doktorunuzla görüşmek son derece önemlidir. Doktorunuz, kanser riskinizi artıran genlerin varlığını değerlendirmek için genetik test yaptırmanızı önerebilir ve bu konuda genetik danışmanlık almanızı sağlayabilir.
Erkeklerde meme kanseri riskini artıran bazı etkenler aşağıdaki gibi sıralanmıştır:
İleri yaş: Yaş ilerledikçe meme kanseri riski artar. Özellikle 60'lı yaşlarda olan erkeklerde bu hastalığa daha sık rastlanır.
Östrojen maruziyeti: Prostat kanserinin hormon tedavisinde kullanılan östrojen içeren ilaçlar, meme kanseri riskini yükseltebilir.
Ailevi geçmiş: Eğer aile üyelerinizden birinde meme kanseri öyküsü varsa, bu durum sizin için daha yüksek bir risk anlamına gelir.
Klinefelter sendromu: Bu genetik durum, erkeklerde X kromozomunun fazla kopyası olmasıyla ortaya çıkar ve testislerin anormal gelişimine yol açabilir. Bu durum, erkek hormonlarının seviyesinin düşmesine ve kadın hormonlarının artmasına neden olur.
Karaciğer hastalıkları: Siroz gibi karaciğerle ilgili hastalıklar, erkek hormonlarının azalmasına ve kadın hormonlarının artmasına yol açarak meme kanseri riskini artırabilir.
Obezite: Aşırı kilo, vücuttaki östrojen seviyesinin artmasıyla ilişkilidir ve bu durum erkeklerde meme kanseri riskini artırabilir.
Testis hastalıkları veya cerrahi müdahale: Testis iltihabı (orşit) veya testislerin cerrahi olarak çıkarılması (orşiektomi) gibi durumlar, erkeklerde meme kanseri riskini artıran etkenler arasında yer alır.
Tanı koymak amacıyla doktorunuz, çeşitli test ve yöntemlere yönlendirebilir. Bu yöntemler şunlardır:
Meme fizik muayenesi: Doktor, parmak uçlarıyla meme ve çevresini kontrol ederek şişlikler ve diğer değişiklikler arar. Şişliklerin boyutunu, dokusunu ve deriye veya kaslara olan mesafesini değerlendirir.
Görüntüleme testleri: Bu testler, meme dokusunun görüntülerini oluşturur ve doktorunuzun anormal alanları belirlemesine olanak tanır.
Meme kanserinin tespitinde sıklıkla tercih edilen yöntemler arasında mamografi ve ultrason bulunmaktadır.
Biyopsi: Meme kanserinin kesin tanısı için biyopsi yapılması gerekmektedir. Bu işlem sırasında doktor, özel bir iğne kullanarak şüpheli alandan örnek alır. İğne, röntgen veya diğer görüntüleme yöntemleriyle yönlendirilir. Alınan örnekler laboratuvara gönderilerek kanser hücrelerinin varlığı hakkında bilgi edinilir. Ayrıca, bu örnekler kanserin türü, agresifliği ve hormon reseptörleri gibi özellikler açısından da incelenir.
Durumunuza bağlı olarak farklı test ve yöntemler önerilebilir.
Doktor hastalığı teşhis ettikten sonra, hangi evrede bulunduğunun belirlenmesi için çaba gösterilir. Kanserin evresinin bilinmesi, hastalığın seyrini anlamak ve en uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmek için önemlidir.
Meme kanserinin evrelemesi için kullanılan testler arasında şunlar bulunur:
Meme kanseri evreleri 0'dan 4'e kadar sıralanır.Evre 0, invazif özellik taşımayan kanser hücrelerinin sadece süt kanallarında bulunduğu durumu belirtir. Bu aşamada, hastalık belirli bir alanda sınırlıdır. Öte yandan, evre 4 ise metastatik meme kanseri olarak bilinir ve bu aşamada hastalık, vücudun farklı alanlarına yayılmıştır.
Ayrıca, kanserin evrelemesinde tümörün derecesi de dikkate alınır; östrojen reseptörleri, progesteron reseptörleri, HER2 ve proliferasyon faktörleri gibi belirteçlerin varlığı önem
Tedavi seçeneklerini belirlemek amacıyla doktorunuz, kanserin evresini, genel sağlık durumunuzu ve kişisel tercihlerinizi göz önünde bulundurur. Erkeklerde meme kanseri tedavisinin temelini genellikle cerrahi yöntemler oluşturur ve bunun yanında ek tedavi yöntemleri de uygulanabilir.
Bu müdahalenin esas amacı, tümör ile çevresindeki meme dokusunu çıkarmaktır. Kullanılan teknikler şunlardır:
Mastektomi:Bu prosedürde, cerrah meme ucu ve areola dahil olmak üzere tüm meme dokusunu tamamen ortadan kaldırır.
Sentinel lenf nodu biyopsisi: Bu yöntemle, kanserin yayılma ihtimali en yüksek olan birkaç lenf düğümü çıkarılır ve incelenir. Eğer bu düğümlerde kanser hücresi yoksa, hastalığın yayılmadığına dair bir gösterge sunar. Kanser hücreleri bulunursa, ek olarak daha fazla lenf düğümü alınması gerekebilir.
Yüksek enerjili ışınlar, kanser hücrelerini yok etmek amacıyla radyoterapi uygulamalarında kullanılır; bu ışınlar arasında x-ışınları veya protonlar bulunur. Erkeklerde meme kanseri tedavisinde, cerrahi sonrası memede, göğüs kaslarında veya koltuk altında kalan kanser hücrelerini hedef almak için uygulanabilir.
Bu süreçte, vücudunuzun etrafında dönen bir cihaz, göğüs bölgesindeki belirli noktalara ışın gönderir.
Bazı erkek meme kanseri türleri, tümörlerin büyümesi için hormonlara bağımlıdır (hormona duyarlıdır). Eğer kanseriniz hormon duyarlılığı gösteriyorsa, doktorunuz hormon tedavisi önerilebilir.
Erkeklerde bu tür kanser tedavisinde sıkça kullanılan ilaç, tamoksifen olarak bilinir. Kadınlarda kullanılan diğer hormon tedavi ilaçlarının erkeklerdeki etkinliği henüz kanıtlanmamıştır.
Kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek için ilaçlar kullanır. Tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar, damar yoluyla uygulanabileceği gibi, hap formunda ya da her iki yöntemin bir arada kullanılmasıyla da alınabilir.
Doktorunuz, cerrahiden sonra meme dışına yayılma riski olan kanser hücrelerini öldürmek amacıyla kemoterapi önerebilir. Ayrıca, ileri evre kanser vakalarında da kemoterapi seçeneği değerlendirilebilir.
Copyright © 2025 Op. Dr. Metin Altınkaya Tüm Hakları Saklıdır.