PET – CT, teknolojisi, kanserli dokuların tespit edilmesinde, tedavinin planlanmasında ve sürecin takibinde kullanılan, meme kanseri ile mücadelede başarıyı arttıran bir yöntemdir. PET CT teknolojisi ile çok sayıda hasta, sağlıklı yaşamına kavuşabilmektedir. Adana’da hastalarına hizmet veren Operatör Doktor Metin Altınkaya, meme kanseri evrelemesinde PET CT teknolojisinin kullanımı hakkında merak edilenleri anlattı.
PET CT yöntemi; Pozitron Emisyon Tomografisi ve Bilgisayarlı Tomografinin birlikte kullanımı esasına dayanır. Çok sayıda hastalığın tanısını kolaylaştıran, önemli bir tıbbi görüntüleme tekniğidir. PET/CT kanser vakalarının tanısının konulmasında ve hastalığın evrelendirilmesinde etkin şekilde kullanılmaktadır. Bununla birlikte nedeni anlaşılamayan, tanı konulamayan hastalıkların teşhisinde, enfeksiyonların tespitinde veya demans ve Alzheimer hastalıklarının birbirlerinden ayırt edilmesinde de kullanılmaktadır. Kanser vakalarının tanısında, evrelenmesinde, yaygınlığının ne düzeyde olduğunun tespitinde PET/CT doktorların elini güçlendirmektedir. PET/CT teknolojisi ile tedavi planlaması yapmak, tedavinin yol haritasını çıkarmak son derece kolaydır.
Hücresel düzeydeki metabolik farklılıkları tespit etmemizi sağlayan PET teknolojisi bir çeşit non – invaziv tanı yöntemidir. PET teknolojisi ile Bilgisayarlı Tomografi teknolojisinin entegre edilmesi PET/CT olarak adlandırdığımız hibrid görüntüleme tekniğini meydana getirir. PET/CT ile metabolik bulguların yanı sıra eş zamanlı morfolojik dönüşümler de tespit edilip değerlendirilebilmektedir. Sonuçların doğruluk yüzdesi artmaktadır. PET/CT teknolojisi onkolojik tanı, evreleme, yeniden evreleme ve tedavi etkisinin değerlendirilmesinde başarı ile kullanılmaktadır. PET teknolojisi, 30 yıldan fazla zamandır, klinik olarak kullanılan bir yöntemdir. Ancak meme kanseri ile mücadelede PET yöntemi 1989 yılından beri kullanılmaktadır. Meme kanseri vakalarında PET/CT kullanımı yüzde 68 – 100 duyarlılığa ve yüzde 83-100 özgüllüğe sahiptir. Bu yöntemle elde dilen görüntüler doku yoğunluğundan, meme protezlerinden ve tedavi sonrası yaşanan değişikliklerden etkilenmez. Fakat tümörün boyutu ve histopatolojik derecesi PET/CT’nin başlıca sınırlılıklarıdır.
Kanser teşhisinin konulmasının ardından ilk evrede hastalığın yaygınlığının tespit edilmesi gerekir. Yani kanserin evrelendirilmesi amacı içe PET/CT teknolojisi çok sayıda kanser türü için başarı ile kullanılmaktadır. Hastanın bedenine yayılan yani metastaz yaşayan hastalarda lokal tedavilerin uygulanması için PET/CT teknolojisi, yol gösterici niteliktedir.
PET/CT tetkiklerinin ardından ortalama üç hastadan birinin tedavi yaklaşımı değişebilmektedir. Kimi zaman ağır bir cerrahi girişim yerine ilaç uygulamalarına başvurulabilmekte ve herhangi bir operasyona gerek kalmamaktadır. Buna karşın bazı durumlarda PET/CT tetkikleri, kanserin uzak doku ve organlara yayıldığı düşünülen hastalarda herhangi bir yayılım olmadığını gösterebilir. Bu gibi durumlarda ise ilaç tedavisi yerine kanserli dokunun cerrahi yöntemle çıkarılmasına karar verilebilir.
Kanser ilaçlarının beraberinde getirdiği yan etkilerin önemsenmesi gerekir. Doğru ilacın kullanımı, hem kanserli dokuya müdahale ederek hastalığın engellenmesini sağlarken hem de olası yan etkileri de önlememizi sağlar.
Tedavinin birinci veya ikinci kürünün ardından yapılacak PET/CT değerlendirmeleri ile, ilaç uygulamalarının ne derece faydalı olabileceği hakkında veri elde edilir. Bu sayede erken aşamada ilaç değişikliğine gidilerek yeni bir ilaç tedavisine başlanabilir.
PET/CT tetkikleri ile kanser ilacına alınan yanıt, hem yapısal değişimler hem de hücresel aktivitenin şiddeti sayısal olarak analiz edilebilmektedir. Tedavinin tamamlanmasının ardından canlı kanser hücresinin varlığı incelenir ve tedavinin başarısı saptanabilir. PET/CT teknolojisi, tedavinin başarı düzeyine dair en erken ipucu veren görüntüleme sistemidir.
Işın tedavisinde veya radyoterapide, radyasyon uygulanacak canlı tümör hücrelerinin bulunduğu alanlar PET/CT teknolojisi ile haritalandırılır. Doğru ve etkili tedavi için sağlıklı dokuları radyasyon ışınlarından korumamızı sağlar.
Tedavi kürlerinin tamamlanmasının ardından hastaların durumu ve süreci ultrason ve tomografi yöntemleri ile takip edilmektedir. Bu tetkiklerin sonucunda şüpheli bir durum oluşursa canlı kanser hücrelerinin tekrardan meydana gelip gelmediğini veya ne derece yayıldığını anlamak için PET/CT teknolojisine başvurulur.
PET/CT işlemi için hastanın en az altı saat öncesinden itibaren bir şey yememesi beklenir. Öncelikle hastanın kan şekeri değeri ölçülür. Kan şekeri uygun düzeyde ise damardan radyoaktif madde enjeksiyonu gerçekleştirilir. Enjekte edilen radyoaktif maddeler arasında en yaygın kullanılanı F-18 Florodeoksiglikozdur. Bir çeşit şeker molekülüdür. Enjeksiyonun ardından hasta bir saat süresince ilacın kanserli doku üzerinde yeterince tutunması için bekletilir. Sonrasında PET/CT cihazında çekime alınır.
PET/CT cihazı, kanserli dokunun tespitinden tedavi planlamasına, tedavinin yarattığı başarı düzeyinin değerlendirilmesinden ışın tedavisi planlamasına kadar pek çok aşamada kanserle mücadelenin etkin bir aracıdır.
PET/CT uygulamalarının fiyatları işlemin gerçekleştirileceği merkeze, doktorun uzmanlık ve tecrübesine göre şekillenmektedir.
Kanserli hücrelerin sağlıklı hücrelerle arasındaki en önemli fark, kontrolsüz büyüme ve çoğalma hızıdır. Yüksek aktivite gösteren hücrelerin enerji gereksinimleri de normalde olması gerekenden fazladır. Kanserli hücrelerin bu aşamada tükettiği şeker ve protein gibi yapı taşları radyoaktif olarak işaretlenir ve görüntülenir. Kanserli dokuların tespit edilebilmesini ise PET/CT cihazı sağlar.
Kanser vakalarının tanı ve evrelenmesinde kullanılan en gelişmiş tıbbi görüntüleme teknolojisidir.
Çekilecek bölgeye göre farklılık gösterse de PET/CT tetkiki ortalama 20-25 dakika kadar sürmektedir.
En tehlikeli kanser türleri de dahil olmak üzere çok sayıda kanser türünün tedavisinde kullanılır. Tanı konulmasını kolaylaştırır ve tedavi için yol gösterici bir işlev üstlenir.
Hastalığın erken ve doğru tanı almasını kolaylaştıran PET/CT teknolojisi lezyonların kanser olup olmadığının tespiti konusunda son derece yüksek bir duyarlılığa sahiptir.
PET/CT teknolojisi tümör hakkında detaylı veri sağlar. Dokuların metabolizmasını görmemizi ve anatomik açıdan lezyonun varlığını saptadıktan sonra, kötü huylu ve aktif olup olmadığı anlaşılabilmektedir.
PET/CT uygulamasından sonra hastaların herhangi bir şey yiyip içmesi veya ilaçlarını alması için herhangi bir engel söz konusu değildir.
Bu tetkikte kullanılan radyofarmasötikler kısa ömürlüdür. Bu yüzden güvelik açısından herhangi bir ciddi risk barındırmaz.
Tetkikin sonuçları genellikle bir gün içerisinde hazır olmaktadır.
Copyright © 2025 Op. Dr. Metin Altınkaya Tüm Hakları Saklıdır.