Kanser, günümüzün en ciddi sağlık problemlerinden biridir ve bilim insanları bu hastalığın tedavisi üzerinde yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Her yıl dünya genelinde 18,1 milyon insan kanser teşhisi alırken, yaklaşık 9,6 milyon kişi bu hastalıktan dolayı hayatını kaybetmektedir. Türkiye’de ise yıllık olarak 170 bin kişi kansere yakalanmakta ve bunun sonucunda yaklaşık 150 bin kişi yaşamını yitirmektedir. Erkeklerde en yaygın kanser türleri akciğer, prostat, kolon ve mide kanseri olarak belirmektedir. Meme, tiroid, kolon ve mide kanserleri, kadınlar arasında daha yaygın bir şekilde rastlanan kanser türleridir. Kolorektal, prostat, meme ve akciğer kanserleri, dünya çapında en yaygın olarak tanı konulan kanser türleri arasında yer almaktadır. Adana’da hizmet veren genel cerrahi doktoru Opr. Dr. Metin Altınkaya kanserden korunma yöntemlerini anlattı.
İçerisinde 4000'den fazla zararlı madde barındıran sigara, DNA'ya zarar vererek önemli genlerde değişikliklere neden olmaktadır. Akciğer, yumurtalık, bazı lösemi türleri, ağız, gırtlak, üst yutak, burun ve sinüs, yemek borusu, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, mesane, rahim ve bağırsak kanserleri, sigara kullanımıyla doğrudan ilişkili olan kanser türleri arasındadır.
Tüm hücrelerin, kanser hücreleri de dahil olmak üzere, enerjiye ihtiyaç duyduğu ve bu enerjinin şekerle sağlandığı bilinmektedir. Aşırı şeker alımı, obezite ve bel çevresinde yağ birikimi gibi faktörler kanser riskini artıran etkenler arasındadır. Şekerin sağlıklı bir şekilde elde edilmesi, sebze ve meyveler aracılığıyla gerçekleşmelidir. Küçük yaşlardan itibaren çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak önemlidir; bu bağlamda sağlıklı atıştırmalıkların teşvik edilmesi gereklidir. Yapılan araştırmalar, yağ ve şeker içeren besinlerin aşırı miktarda tüketilmesinin kanser riskiyle ilişkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca, şekerli gıdalar vücutta iltihaplanmayı artırarak, kanserin gelişiminde etkili olan enflamasyonu da destekler. Kanser hücrelerinin çoğalmasına yol açabilen bu iltihap, önemli bir risk faktörü olarak değerlendirilmektedir.
Sağlıklı bir beslenme programının parçası olarak, kızartılmış gıdalar, yağlı etler ve diğer yüksek yağ içeren yiyeceklerin alımının kısıtlanması tavsiye edilmektedir. Her gün en az beş porsiyon meyve ve sebze tüketmek, özellikle yeşil yapraklı ve C vitamini zengini besinler ile turunçgilleri tercih etmek önem taşımaktadır. Ayrıca, yulaf gibi tahıllar diyetle birlikte alınmalı ve haftada en az iki kez balık yenilmelidir. Aile geçmişinde kanser öyküsü bulunan kişiler ise, sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli sağlık taramalarını da ihmal etmemelidir.
Fiziksel aktivite, kanser, diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkma olasılığını azaltmaktadır. Düzenli egzersiz yapmak, metabolizmayı olumlu yönde etkileyerek bağışıklık sistemini güçlendirir, fazla kiloları ortadan kaldırır ve stresi azaltır; bu da kanser riskini düşürmeye yardımcı olur. Metabolik sorunlar, zayıf bağışıklık durumu ve aşırı kilo, kanserin temel nedenleri arasında sayılmaktadır. Günümüz çocukları genellikle hareketsiz bir yaşam tarzı benimsiyor; park ve bahçelerde oynamak yerine, televizyon, bilgisayar veya tablet başında vakit geçiriyorlar.
Günde yarım saat yürüyüş yapmak ve bunu haftada beş gün düzenli olarak uygulamak, kolon ve meme kanseri riskini yaklaşık yüzde 30 ila 40 oranında azaltma potansiyeline sahiptir.
Yiyeceklerin üzerindeki kimyasallar ve ilaç kalıntılarından arındırılması için sebze ve meyvelerin iyi bir şekilde yıkanması ve tuzlu veya sirkeli suya bekletilmesi oldukça önemlidir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yürütülen geniş kapsamlı bir çalışma, 14 ülkeden 31 bilim insanının katkılarıyla gerçekleştirilmiştir ve cep telefonlarının beyin kanseri riskini artırabileceğini göstermektedir. Bu çalışmada, kablosuz sistemlerin kullanılması ile glioma adı verilen bir beyin tümörünün oluşma riskinin arttığı belirtilmiştir. Araştırmacılar, cep telefonu kullanırken kulaklık kullanılmasını önerirken, telefonun uyku sırasında yastığın altına ya da başucuna yerleştirilmemesi gerektiğini de ifade etmektedir.
Stresle ilişkilendirilen birçok kanser türü ile bağırsak hastalıkları, yüksek tansiyon, diyabet ve kalp rahatsızlıklarının varlığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kanser ve diğer sağlık problemlerinden korunmak için stresi yönetmeyi ve daha hafif bir yaşam tarzı benimsemeyi öğrenmek büyük bir önem taşımaktadır. Stresi azaltmak amacıyla fiziksel aktivite, egzersiz, meditasyon, yoga ve müzik terapisi gibi yöntemlerden faydalanmak etkili bir yol olabilir.
Aşırı kilolu ve obez bireylerde, özellikle menopoz sonrası dönemde meme kanseri, bağırsak kanseri, rahim kanseri, yumurtalık kanseri, yemek borusu kanseri, pankreas kanseri, böbrek kanseri, prostat kanseri, mide kanseri ve safra kesesi kanseri riskinin yükseldiği gözlemlenmektedir. Yapılan araştırmalar, fazla kilonun ve obezitenin kanser gelişiminde etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Belirli hormonların, özellikle östrojen ve insülin düzeylerinin artması, bazı kanser türlerine yakalanma riskini yükseltebilir. Araştırmalar, obezite ile yetersiz fiziksel aktivitenin meme, kolon ve yemek borusu kanserleri için risk oranını yüzde 20-25 artırdığını ortaya koymaktadır.
Karaciğer ve rahim kanseri riskinin, obezite nedeniyle yüzde 20 ila 30 oranında yükseldiği saptanmıştır.
Uyku bozuklukları, hem fiziksel hem de psikolojik pek çok hastalığı tetikleyebildiği gibi kanser riskini de artırma potansiyeline sahiptir. Düzensiz ve kalitesiz uyku, hormonlar ve metabolizma üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu süreçte, vücut için hayati öneme sahip birçok hormonun salgılanması gerçekleşmektedir.
Gıdaların yapısını etkileyip besin değerlerini önemli ölçüde azalttığı öne sürülen mikrodalgalar, vücuda alınan vitaminlerin değerinin değişmesine yol açabilir ve bu durum zamanla kanser riskini artırabilir. Kapların mikrodalgaya uygun olup olmadığını kontrol etmek, mikrodalga fırın kullanırken son derece önemli bir husustur.
Cilt kanseri riskini artıran bir etken olan güneş, özellikle 11:00 ile 16:00 saatleri arasında yoğun ve kanserojen etkiler gösterdiğinden, bu saatlerde dışarı çıkmamaya özen göstermek faydalı olacaktır. Ayrıca, cilt tipine uygun yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin kullanılması da oldukça önemlidir.
Kaçınılması gereken unsurlar arasında eski ve çizilmiş teflon tavalar yer almaktadır. Ancak, yüksek kalite ve standartlarda üretilen tavalarda herhangi bir risk bulunmadığı belirtilmektedir.
Kanserojen bileşenler içeren plastik ürünler yerine, cam veya ahşap alternatiflerin tercih edilmesi daha sağlıklı bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Bununla birlikte, günümüzde oldukça kaliteli plastik ürünlerin de mevcut olduğu ve bazılarının fırın ve mikrodalga kullanımına uygun olduğu belirtilmektedir.
Copyright © 2025 Op. Dr. Metin Altınkaya Tüm Hakları Saklıdır.