Meme Kanserinde Sistemik Tedavi

Sayfa İçeriği

Vücudu genel olarak etkileyen bir kanser türü olan meme kanseri, lenfatik damarlar ve kan dolaşımına ulaştığında, metastaz yapma kapasitesine sahip hale gelir. Bu süreç, kanserin başlangıçta sınırlı olduğu bölgelerden, zamanla farklı organlara ve dokulara yayılmasını mümkün kılar. Kısacası, meme kanseri ilerledikçe, vücudun çeşitli yerlerine ulaşma yeteneği kazanır. Adana’da hizmet veren genel cerrahi doktoru Operatör Doktor Metin Altınkaya sistemik tedavi yöntemini anlattı. Daha detaylı bilgi için randevu alıp muayene olabilirsiniz.

Kemoterapi Nedir?

Meme kanserinin histopatolojik ve biyolojik çeşitlerine bağlı olarak, cerrahi işlem öncesi veya sonrası uygulanan, kanser hücrelerini etkisiz hale getiren veya çoğalmasını engelleyen tedavi yöntemlerine "meme kanseri kemoterapisi" adı verilir. Kemoterapi, farklı meme kanseri türlerinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Kemoterapi uygulanıp uygulanmayacağına karar verirken, aşağıdaki unsurlar dikkate alınmaktadır:

Bu unsurlar, kemoterapinin uygulanıp uygulanmayacağına dair alınacak kararlarda önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca, hastanın sağlık durumu ve yaşı, tedavi sürecinin etkinliğini ve uygulanabilirliğini belirlemede kritik faktörlerdir.

Kemoterapi Hangi Durumlarda Uygulanıyor?

Kemoterapi, erken ve ileri evre meme kanseri tedavisinde kullanılabilen bir yöntemdir.

Erken evre meme kanserinde genellikle cerrahi müdahale ön plandadır ve sonrasında kemoterapi uygulanır. Bu uygulamaya adjuvan kemoterapi adı verilmektedir.

Kanser tarama tekniklerinin gelişmesiyle erken evre hastalık oranları artmış ve tedavi yöntemlerindeki ilerlemelerle birlikte meme kanserinde beş yıllık sağkalım oranları %90’a yaklaşmıştır.

Erken dönem meme kanseri tanısı almış kişilerde sağkalım oranı %95’in üzerine çıkmaktadır. Bu durum, kemoterapinin gerekliliği hakkında tartışmalara yol açmış; günümüzde birçok meme kanseri hastası için ameliyat sonrası kemoterapinin ek fayda sağlamadığı kabul edilmektedir.

Erken evre meme kanseri tanısı almış kadınların çoğunda, kanserin tekrar etme riskini belirlemek için genomik testlerin kullanılmasıyla kemoterapiden kaçınılabilir. Bu testler, koltuk altı lenf bezlerine yayılmamış veya 1-3 lenf bezi tutulumuna sahip, hormon reseptörü pozitif ve HER2 negatif meme kanseri hastalarının %70’inin sadece hormon baskılayıcı tedavi ile izlenebileceğini göstermektedir.

Meme kanserinde tedavi kararı, genomik testlerden önce hormon reseptörü durumu, HER2 durumu, tümör boyutu, derecesi ve Ki67 skoru, lenf nodlarına yayılım durumu ile hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi kriterler göz önünde bulundurularak verilmekteydi. Ancak günümüzde genomik testlerin rehberliğinde bireyselleştirilmiş tedavi yöntemleri ön plana çıkmıştır.

Neoadjuvan Kemoterapi

Meme kanserinin ilerlemiş durumlarında, cerrahiden önce genellikle kemoterapi uygulanması tercih edilir; bu yöntem "neoadjuvan" kemoterapi olarak adlandırılır. Lokal olarak ilerlemiş meme kanseri (Evre IIB veya III) vakalarında, cerrahi işlemden önce verilen kemoterapinin önemli hedefleri şunlardır:

Ayrıca, koltuk altındaki tümörle etkilenmiş lenf bezlerini tedavi ederek bu bölgedeki lenf nodlarının korunma şansını artırabilir.

Kemoterapi Kimlere Uygulanmıyor?

Kemoterapi, ağır kalp, böbrek veya karaciğer yetmezliği bulunan, bağışıklık sistemi baskılanmış ya da zihinsel durumu bozuk hastalar için uygulanamaz.

Kemoterapinin Yan Etkileri Nelerdir?

Kemoterapi tedavisinin yan etkileri genellikle tedavi süresi boyunca ortaya çıkar ve tedavi sona erdiğinde çoğunlukla kaybolur. Bu yan etkilerin ortadan kalkma süresi, hastanın genel durumu ve kullanılan ilaçların türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Sistemik kemoterapinin erken dönemde görülen yan etkileri arasında bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak kan lökosit seviyelerinin düşmesi, anemi, bulantı, kusma, iştahsızlık, saç dökülmesi, grip benzeri semptomlar, kas ve eklem ağrıları, ishal ve kabızlık bulunmaktadır. Tedavinin ilerleyen dönemlerinde ise adet düzensizlikleri, menopoz belirtileri ve kalp fonksiyonlarında bozulmalar meydana gelebilir; bu nedenle hastaların yakından izlenmesi önemlidir. Bununla birlikte, günümüzde tedavi öncesi ve sırasında uygulanan destek tedavileri sayesinde kemoterapinin yan etkileri geçmişe oranla daha az yaşanmaktadır.

Diğer Tedaviler