Meme sağlığını korumak için çeşitli tanı yöntemleri mevcuttur. Bu yöntemlerin her birinin kendi avantajları bulunmakla birlikte, birden fazla yöntemin kombinasyonu, erken teşhis olasılığını artırır. Genel bir öneri olarak, her kadının adet döngüsünün her döneminde kendi kendine muayene yapması, her yıl bir uzmana görünmesi ve 40 yaşından itibaren her yıl mamografi çektirmesi tavsiye edilmektedir. Adana’da hizmet veren genel cerrahi doktoru Opr. Dr. Metin Altınkaya meme kanseri tanısının konulma yöntemlerini anlattı.
Meme, göğüs duvarındaki yüzeysel dokularda bulunan modifiye bir hormon bezidir. Gelişimi, adet döngüsünün başlangıcından önce başlar ve bu süreç, menstrüel dönemlerin ilk iki yılı boyunca devam eder. Bu süre içinde östrojen etkisiyle süt kanalları artış gösterir. Olgunluğun başlamasıyla birlikte meme dokusu gelişmeye devam eder. Bu gelişim, bireyin genetik yapısıyla doğrudan ilişkilidir ve adet döngüsündeki hormonal değişimlerden de etkilenir. Menopoz dönemine geçişle birlikte, memede işlevsel dokuların yağ dokusuyla yer değiştirmesi başlar ve bu da yağlı bir yapının oluşmasına yol açar.
Meme sağlığı, kadın sağlığı açısından son derece önemli bir alan olup çeşitli tarama yöntemleriyle takip edilmektedir. Radyolojik değerlendirmelerin ana hedefi, meme kanserinin erken aşamalarda belirlenmesi ve tedavi edilmesidir. Bunun yanı sıra, benign (iyi huylu) meme lezyonlarının kanserden ayırt edilebilmesi için doğru tanımlamalar yapılması da gereklidir; böylece gereksiz cerrahi müdahalelerden kaçınılmış olur. Görüntüleme tekniklerinin meme sağlığında kullanılmasının üç temel nedeni vardır. Bunların ikisinde ise meme ultrasonografisi kullanılıyor. Meme taramalarının 3 nedeni:
Kadın sağlığı açısından kritik bir yere sahip olan meme sağlığı için birçok tarama yöntemi uygulanmaktadır. Radyolojik olarak meme incelemesinin ana hedefi, meme kanserinin erken aşamalarda tespit edilmesi ve tedavi edilmesidir. Bu aşamada, iyi huylu meme lezyonlarının kanserden ayırt edilebilmesi için doğru bir şekilde tanımlanması da önemlidir; böylece gereksiz cerrahi işlemlerin yapılmasının önüne geçilmiş olur. Meme görüntüleme yöntemlerine başvurmanın üç ana nedeni vardır ve bunlardan ikisi meme ultrasonu kullanımı ile ilgilidir. Meme taramaları için belirlenen üç ana neden ise şunlardır:
Meme kanseri bulguları göstermeyen kadınlara çeşitli tarama önerilmektedir. Meme kanseri tarama süreci üç aşamadan oluşmaktadır:
Kendi kendine meme muayenesi (KKMM): 20 yaşından itibaren her ay, özellikle regl döneminin sonunda yapılmalıdır.
Kadınların meme sağlığını korumak amacıyla, 20 ile 39 yaş arasındaki bireylerin her üç yılda bir muayene olması önerilirken, 40 yaş ve üzerindekilerin ise her yıl kontrol edilmesi önemlidir.
Klinik veya kendi kendine meme muayenesi (KMM veya KKMM) sırasında, olası meme kanseri belirtileri gösteren tüm bireylere ve tarama amaçlı mamografi sonuçlarında anormallik tespit edilen, bu nedenle ek değerlendirme için yeniden çağrılan kişilere bu muayeneler uygulanmaktadır. Bu süreç, erken tanı için hayati öneme sahiptir.
Tanısal meme değerlendirmesinde en yaygın olarak kullanılan iki görüntüleme yöntemi mamografi ve meme ultrasonudur. Vakaların en az üçte birinde, şüpheli mamografik ya da klinik bulguların daha derinlemesine incelenmesi için meme ultrasonu devreye girmektedir. Mamografi, meme kanserinin belirtilerini belirlemede daha fazla hassasiyet sunarken, meme ultrasonu özellikle genç bireylerde ve yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda daha güvenilir sonuçlar verir. Mamografi ile tespit edilemeyen derin dokuların görüntülenmesine olanak tanıyan ultrason, ayrıca katı kitleleri sıvı dolu kistlerden ayırabilme yeteneğine sahiptir. Ayrıca, mamografik incelemeyi zorlaştıran implantlar veya diğer yapılarla komşu olan dokuların görünümünü de sağlama özelliği vardır.
Mamografide düzgün bir şekilde tanımlanan kitlelerin kistik ya da katı yapıda olup olmadığını belirlemek için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Ele gelen meme kitlelerinin değerlendirilmesi, özellikle mamografi için yeterince genç olan kadınlarda ve hamile bireylerde farklılık gösterebilir. Anormal mamografi bulguları, zor ve yetersiz mamografik görüntülerle bir araya geldiğinde, daha fazla inceleme gerektirir.
Görüntüleme kılavuzluğunda yapılan işlemler arasında, ultrasonografi önemli bir rol oynamaktadır. Bu teknik, memede hem tanısal hem de girişimsel birçok prosedür için rehberlik sağlar. Örneğin, bazı meme lezyonlarının sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi amacıyla bu girişimsel işlemlerden faydalanılır.Karmaşık bir kistin mi yoksa gerçek bir katı kitle mi olduğunu belirlemek amacıyla aspirasyon işlemlerinde ultrason rehberlik sağlar. Ayrıca, bilinen meme kitlelerinde doku örneği almak için yapılan iğne biyopsileri de ultrasonografi yardımıyla gerçekleştirilir.
Meme kitlelerinin cerrahisi öncesinde, ilgili bölgelerin işaretlenmesi için ve sentinel lenf nodlarının tespiti ile biyopsisi amacıyla radyoaktif maddelerin enjekte edilmesi sırasında da ultrasonografi kritik bir yardımcı rol oynamaktadır.
Bu uygulamalar, daha doğru ve güvenilir bulgular elde edilmesine yardımcı olur.
Not: Meme kanseri tanısı, gerekli görüntüleme işlemlerinin ardından tru-cut biyopsi (kalın iğne biyopsisi) uygulanarak konulmaktadır.
Copyright © 2025 Op. Dr. Metin Altınkaya Tüm Hakları Saklıdır.